Işık dağının zirvelerinden bir nehir gibi gözüken Kuzey Marmara, heybetli kayaları bir kumaş gibi yırtan fay hattını derin sularıyla örter. Bir vadi gibi dağın içerisine sokulan kuzey Marmara’nın koyları aslında fay hattının dağın tenine açtığı yaralardır. Yaralarını yaşamla sarabilme yeteneğine sahip doğa depremin enkazından doğan koyları yaşamla kucaklamıştır. Bu yüzden depremin yarattığı koylardaki uçurumlar şelalelere, heyelanlar fundalıklara, rüzgârlar adaçayı, melisa ve kekik kokusuna bürünür. Doğayı taklit eden ve bu sayede binlerce yıldır var olmayı başaran atalarımız bir felaketin sonucu oluşmuş o koyları kendine inziva edip yaşamı burada var etmişlerdir. Kendini dünya işlerinden soyutlamak isteyen din adamları,  dualarını bu koylara saklamışlar, koyları yaptıkları tapınaklar ve manastırların ismiyle adlandırmışlar. Geçmiş atarımızın orada hissettiği ilahi enerjiyi bu gün bile saklayan Kuzey Marmara’nın büyülü koylarını kapsayan keyifli bir yürüyüş rotasını sizin için hazırladık. Bu yürüyüşümüzde ormanın yeşil perdesini ve uçurumları aralayan nefes kesici antik patikalar bizleri bekliyor olacak. Uçaktan Marmara denizini seyrediyormuşçasına etkileyici görüntülerin bulunduğu bu yürüyüşümüzde dört farklı koy arasında yol alacağız.